Yeni bir umut doğarken...

İki gündür Türkiye Cumhuriyeti tarihinin belki de en anlamlı direnişlerinden birine şahit olduk. Bu ülke belki tarihinde ilk defa, yönetimin siyasi kimliğinden bağımsız olarak takıntığı haksız tutuma karşı tepki gösterdi. Öyle ki, rasta saçları, dövmeli kollarıyla Harley motosikletinin üzerinde yardım dağıtan bir hayli 'şehirli' gençlerle bıyıklı, yağız Anadolu erkeği 'Hüseyin abi'lerin gülüşerek tokalaştığına şahit olduk. İnsanlar ilk defa bir şeye karşı çıkarken yardıma koşanlara 'Bizden değilsin' demedi, uzatılan her eli seve seve kabul etti.

İki günde tarih yazıldı mı bilmem ancak inanıyorum ki tarihin yeni baştan yazılması için en önemli adımlardan biri atıldı.

Off... Anlatacak şeyler çok, nereden başlamalı ki?

Türkiye gerçek anlamda demokrasiyi hiçbir zaman tatmamış ancak üniformik bir anlayışla kendisine diretilen demokrasi modelini kanıksamış bir ülke. Belki yüzyıllar boyu süren 'tek adam' yönetimi geleneğimizden ötürü, kendi oylarımızla seçip başımıza getirdiklerimiz başımızı yediğinde bile gerçek anlamda tepki göstermektense 'kendim ettim kendim buldum' deyip haksızlığı sineye çekmek adetimiz. Lafı uzatacak değilim, bu ülkenin evlatları olarak yaklaşık 100 yıldır yaşananları hepimiz biliyoruz.



Üçüncü iktidar dönemini halkına karşı küstahlaşarak, 'ben yaptım oldu, siz de itaat edeceksiniz' zihniyetiyle sürdüren AKP hükümeti sanırım hayatının en büyük şoklarından birini geçtiğimiz hafta ve özellikle 31 Mayıs - 1 Haziran tarihlerindeki olaylarla yaşadı. 'İstediğimi yaparım, homurdananlara da muhteşem laf ebeliği yeteneğimle iki laf çakar sustururum' zihniyeti kanımca neye uğradığını şaşırdı.

Tek şaşıran o değildi elbette... Üst üste yaşanan skandal niteliğindeki siyasi karar ve sonuçlara karşı yaşanan toplu sessizlik nedeniyle umudunu iyiden iyiye karanlığa gömmüş olanlar da önce yaşananlara inanamadı. Sonra o yılların karanlığından bir tomurcuk doğdu, ismi de 'belki hala bir şeyler değiştirilebilir' oldu. İnsanlar siyaset üstü ve son derece kıymetli bir enerjiyle bir araya gelip devlet eliyle yaşanan bu despotluğa isyan etti.

Buradan fiziki devrim çıkar mı? Hiç sanmıyorum. Hiçbir zafer iki günde kazanılmaz. Ancak biliyorum ki bu yaşananların verdiği umut, başka dönemlerde haksızlıklara karşı çıkma gücünü de verecek. İnsanların yüzü gülüyor iki gündür, herkes bambaşka bir özgüvenle dolaşıyor çevremde. Bu ateşin lezzetini bir kez tatmış olan bir daha nasıl eski uyuşmuş umutsuzluğuna dönebilir ki?

Bu yaşananlar daha çok tartışılacak. Belki de başka tartışmaların yaşanacağı çok daha şiddetli direnişlerin kapısını açacak. Ancak hissettiğim şudur ki, biz kendimizi bilip haklı isyanımızdan tereddüt etmedikçe, her şey olmasa da en azından bazı şeyler çok güzel olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder