Lafı uzatmadan, direkt olarak konuya giriyorum:
Diken.com.tr sevdiğim bir haber sitesi (genel olarak) ancak bugün "Nasıl habercilik yapılmaz"ın çok açık bir örneğini vermiş bulunmakta. Şöyle ki;
Sitede yer alan habere göre, Obama Suudi Kralı Salman ile G20 zirvesinde yaptığı görüşmede, sitenin kullandığı tabirle "saygıda kusur etmeyerek" aslında demokrasi düşmanı bu ülkeye bir tepkisinin olmadığını ispatlamış ve bu sebeple çok ayıp etmiştir.
(Habere fotoğrafın üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz):
ABD dış politikası geleneğinde yer alan, "Beyaz Saray'dan yayınlanan fotoğraflarla gözdağı verme merakını" ülke olarak yakından biliyoruz. Geçmişte yaşadığımız bu "mesaj içerikli fotoğraf yayını" ile ilgili olayı hatırlamayanlarınız varsa, Google'a "Obama Erdoğan beyzbol sopası" yazabilir.
ABD geleneğinde fotoğraf kareleriyle mesaj verme merakı olması, her fotoğrafın koca koca manalara çekilmesi şartını koyar mı peki? Beyaz Saray fotoğrafçıları tarafından detaylı bir kurgu içinde çekilmiş fotoğraf karesiyle, bir haber ajansının servis ettiği fotoğrafı aynı kefeye koymak mümkün müdür?
Yanıt, elbette ki hayır.
Zira, olay gerçekleşirken alınmış bir fotoğraf; hatta bir fotoğraf serisi dahi, genişçe bir zamanın içinden dondurularak alınmış "anlar"dan ibarettir. Bu haliyle de, gerçeği tam manasıyla yansıtmaktan yoksundur.
Uzun denebilecek bir süre boyunca haber editörü olarak çalıştım. Haber kurgusu içinde uygun düşen fotoğrafları seçerek "hikayeyi tamamladığım" çok oldu. İlk başlarda doğru olanı yaptığıma inancım sonsuz olsa da, zaman geçtikçe okuru manipüle etme konusunda karşıt görüşe sahip olduğum yayın organlarıyla aşağı yukarı aynı yöntemleri kullandığımı fark etmek nasip oldu bana çok şükür: Gerçek başka, benim tamamladığım "gerçeklik" bambaşkaydı aslında.
Ancak yanlış anlamayın, şu anda yapmaya çalıştığım şeyin adı günah çıkarma değil. Sadece, habere "içeriden" bakma şansı yakalamış biri olarak, ona tüketim aracı olarak ulaşan okurlara bir uyarıda bulunmak isterim. Çünkü gerçeklikle oynama saplantısı, her görüşten basın organında aynı şiddetle devam ediyor ve görünen o ki, edecek de.
Bu nedenle, ukalalık yapıyor görünmeyi göze alarak derim ki;
- En sevdiğiniz yayın organı bile olsa, olanı yansıtmayı bırakıp açıkça yorum yapılmış "haberimsi"lere itibar etmeyin.
- Hiçbir fotoğraf, tek başına gerçeği yansıtmaz. Video kayıtları bile manipüle edilebilir. Görsel materyaller delil başlangıcı olabilir ancak derinlemesine incelenmediği sürece gerçekliğin ispatı için kafi değildir. Bu nedenle, görsel üzerinden yapılan yorumlarda aklınızdaki soru işaretlerinin silinmesine müsaade etmeyin.
Ve son olarak: Haberi yazan babanız bile olsa güvenmeyin, herkesin karanlık bir odadaki filin neresini tutarsa ancak o kadarını anlatabildiğini lütfen unutmayın.
Diken.com.tr sevdiğim bir haber sitesi (genel olarak) ancak bugün "Nasıl habercilik yapılmaz"ın çok açık bir örneğini vermiş bulunmakta. Şöyle ki;
Sitede yer alan habere göre, Obama Suudi Kralı Salman ile G20 zirvesinde yaptığı görüşmede, sitenin kullandığı tabirle "saygıda kusur etmeyerek" aslında demokrasi düşmanı bu ülkeye bir tepkisinin olmadığını ispatlamış ve bu sebeple çok ayıp etmiştir.
(Habere fotoğrafın üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz):
ABD dış politikası geleneğinde yer alan, "Beyaz Saray'dan yayınlanan fotoğraflarla gözdağı verme merakını" ülke olarak yakından biliyoruz. Geçmişte yaşadığımız bu "mesaj içerikli fotoğraf yayını" ile ilgili olayı hatırlamayanlarınız varsa, Google'a "Obama Erdoğan beyzbol sopası" yazabilir.
ABD geleneğinde fotoğraf kareleriyle mesaj verme merakı olması, her fotoğrafın koca koca manalara çekilmesi şartını koyar mı peki? Beyaz Saray fotoğrafçıları tarafından detaylı bir kurgu içinde çekilmiş fotoğraf karesiyle, bir haber ajansının servis ettiği fotoğrafı aynı kefeye koymak mümkün müdür?
Yanıt, elbette ki hayır.
Zira, olay gerçekleşirken alınmış bir fotoğraf; hatta bir fotoğraf serisi dahi, genişçe bir zamanın içinden dondurularak alınmış "anlar"dan ibarettir. Bu haliyle de, gerçeği tam manasıyla yansıtmaktan yoksundur.
Uzun denebilecek bir süre boyunca haber editörü olarak çalıştım. Haber kurgusu içinde uygun düşen fotoğrafları seçerek "hikayeyi tamamladığım" çok oldu. İlk başlarda doğru olanı yaptığıma inancım sonsuz olsa da, zaman geçtikçe okuru manipüle etme konusunda karşıt görüşe sahip olduğum yayın organlarıyla aşağı yukarı aynı yöntemleri kullandığımı fark etmek nasip oldu bana çok şükür: Gerçek başka, benim tamamladığım "gerçeklik" bambaşkaydı aslında.
Ancak yanlış anlamayın, şu anda yapmaya çalıştığım şeyin adı günah çıkarma değil. Sadece, habere "içeriden" bakma şansı yakalamış biri olarak, ona tüketim aracı olarak ulaşan okurlara bir uyarıda bulunmak isterim. Çünkü gerçeklikle oynama saplantısı, her görüşten basın organında aynı şiddetle devam ediyor ve görünen o ki, edecek de.
Bu nedenle, ukalalık yapıyor görünmeyi göze alarak derim ki;
- En sevdiğiniz yayın organı bile olsa, olanı yansıtmayı bırakıp açıkça yorum yapılmış "haberimsi"lere itibar etmeyin.
- Hiçbir fotoğraf, tek başına gerçeği yansıtmaz. Video kayıtları bile manipüle edilebilir. Görsel materyaller delil başlangıcı olabilir ancak derinlemesine incelenmediği sürece gerçekliğin ispatı için kafi değildir. Bu nedenle, görsel üzerinden yapılan yorumlarda aklınızdaki soru işaretlerinin silinmesine müsaade etmeyin.
Ve son olarak: Haberi yazan babanız bile olsa güvenmeyin, herkesin karanlık bir odadaki filin neresini tutarsa ancak o kadarını anlatabildiğini lütfen unutmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder