Çocukluğumda dönüp dönüp okuduğum, konusundan ziyade karakterlerin benim o zamanki yaşlarımda olmasını sevdiğim kitap-tı 'Çocuk Kalbi' veya orijinal ismiyle 'Cuore' .Benim zamanımın en popüler çocuk romanıydı aynı zamanda, o dönemde her çocuk en az bir doğum gününde hediye olarak almıştır bu kitabı. Ki kapağında "bu kitabı okumayan çocuk mutsuzdur, bu kitabın girmediği okul, okul değildir..." (kelimesi kelimesine böyle olmayabilir ancak anlattığı tam olarak buydu) kabilinden iddialı bir söz de vardı, İtalyan yazar Edmondo De Amicis'in bu meşhur romanında.
Sonra...
Yıllar sonra bir gün bir Umberto Eco Romanında (Kraliçe Liona'nın Gizemli Alevi) tekrar rastladım bu kitabın izine. Eco'nun romanındaki ana karakter yaşadığı hafıza kaybının ardından, anılarını geri getirebilmek için geçmişine döndüğünde, okuduğu kitapların arasından bu kitabı da çıkartıyordu. Ve o karakterin ağzından Umberto Eco anlatıyordu ki, meğer bir dönem tüm dünyada ve aynı zamanda benim ülkemde çocuklara hararetle okutulan bu kitap, Mussolini'nin faşist İtalya'sına küçük askerler yetiştirmek derdindeymiş! Bunun üzerine çocukluğumda defalarca okuya okuya neredeyse her satırını ezberlediğim kitabı tekrar bir düşündüm: Haklıydı Eco...
Ve bir kere daha öğrendim ki, bir çocuğu bilgi sahibi yapmayı istemek, gani gani bilgi sahibi olmayı gerektirir. Veren ne olduğunu bilmeden verdiğinde, kültür dediğin de, bilgi dediğin de çocuğun beynine yöneltilmiş bir silah halini alabilir.
Şimdilerde çoluk çocuk sahibi, kariyer sahibi koca insanlar olmuş kuşağımın pek bir okuduğu bir kitaptı bu. Kim bilir; belki de Mussolini'nin vatanı için "düşünmeden" her şeyi yapan askerlerini yetiştirme misyonunu gerçekleştirememiş olan bu kitap, bu topraklarda "düşünmeden" saldıranların yaratılmasına vesile olmuştur.
Kim bilir...
Sonra...
Yıllar sonra bir gün bir Umberto Eco Romanında (Kraliçe Liona'nın Gizemli Alevi) tekrar rastladım bu kitabın izine. Eco'nun romanındaki ana karakter yaşadığı hafıza kaybının ardından, anılarını geri getirebilmek için geçmişine döndüğünde, okuduğu kitapların arasından bu kitabı da çıkartıyordu. Ve o karakterin ağzından Umberto Eco anlatıyordu ki, meğer bir dönem tüm dünyada ve aynı zamanda benim ülkemde çocuklara hararetle okutulan bu kitap, Mussolini'nin faşist İtalya'sına küçük askerler yetiştirmek derdindeymiş! Bunun üzerine çocukluğumda defalarca okuya okuya neredeyse her satırını ezberlediğim kitabı tekrar bir düşündüm: Haklıydı Eco...
Ve bir kere daha öğrendim ki, bir çocuğu bilgi sahibi yapmayı istemek, gani gani bilgi sahibi olmayı gerektirir. Veren ne olduğunu bilmeden verdiğinde, kültür dediğin de, bilgi dediğin de çocuğun beynine yöneltilmiş bir silah halini alabilir.
Şimdilerde çoluk çocuk sahibi, kariyer sahibi koca insanlar olmuş kuşağımın pek bir okuduğu bir kitaptı bu. Kim bilir; belki de Mussolini'nin vatanı için "düşünmeden" her şeyi yapan askerlerini yetiştirme misyonunu gerçekleştirememiş olan bu kitap, bu topraklarda "düşünmeden" saldıranların yaratılmasına vesile olmuştur.
Kim bilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder